Akuatik Rehabilitasyon

SU

Yaşam kaynağı suyun şifai yönü milattan önceki (M.Ö.) devirlere kadar uzanmaktadır. Mısır ve Madagaskar’da M.Ö. 500 yılında, St. Moritz’de M.Ö. 2000 yıllarında bile insanların sağlık amacıyla sudan faydalandıkları bilinmektedir.

Hayatımızda su içmenin ve suya girmenin önemi herkesçe bilinen tıbbi bir gerçektir. Ancak sağlığımızı korumak ve geliştirmek için suyu sadece içerek değil bizzat içerisine girerek de kullanabiliriz. Suyun fiziksel sağlık için kullanılmasına hidroterapi denir.  Hipokrattan günümüze gelen bu yöntem 1910’lu yıllar itibari ile su içi egzersizlerle birleşerek “akuatik rehabilitasyon” halini almıştır.

Akuaterapi, suyun sağladığı avantajları kullanarak kas-iskelet sistemi, sinir sistemi, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi hastalıkları ve fiziksel bozukluk oluşturan durumların su içi egzersizlerle rehabilite edilmesi olarak tanımlanmaktadır. (6)

Su içi egzersizlerde amaç, yapılarımızın yük taşıma miktarını azaltarak hareket kabiliyetini artırmak bunun yanı sıra deri üzerinden yoğun duyu girdisi sağlamaktır.

Su, fiziksel özellikleri itibari ile sağlığımızın korunması yönünde oldukça etkin bir ortamdır. Peki bu fiziksel özellikler ne anlama gelir?

  • Suyun hareketlerimize direnç göstermesi güçlenmemizi,
  • Kaldırma kuvveti ve viskozite eklem yapılarımızın korunmasını,
  • Hidrostatik basınç (suyun vücudumuza uyguladığı basınç) ise dolaşımımızın hızlanmasını ve akciğerlerimize giren havanın çok daha kolay ve tam olarak boşaltılabilmesini sağlar.

Akuatik terapi veya diğer bir adıyla hidroterapi;

  • Bel – boyun ağrıları gibi ağrılı durumlar
  • MS, inme- omurilik yaralanması, CP, parkinson vb. nörolojik hastalıklar
  • Duruş bozuklukları
  • Diz – kalça ağrıları ve spor yaralanmaları gibi ortopedik sorunlarda ve daha birçok alanda kullanılabilecek bir fizyoterapi metodudur.

American Journal of Lifestyle Medicine’da yayınlanan bir derleme, su içinde yapılan rehabilitasyonun bel ve sırt ağrılarındaki etkinliğini ortaya koymaktadır.  Yayınlanan bu derlemede, standart protokoller 541.590 çalışma arasından seçilen, standart egzersiz programları ile su içi egzersizleri kıyaslayan 9 çalışma istatistiksel verileri ve yazar görüşleri açısından incelenmiş, sonuçta su içi egzersizler ile zenginleştirilen programların bel ve sırt sağlığı açısından faydalı olduğu yönünde öneriler verilmiştir. Bununla birlikte literatürde su içerisinde yapılan egzersizlerin diz, kalça sorunları bulunanlar için de daha güvenli olduğunu söyleyen birçok çalışma bulunmaktadır. Sarsak ve arkadaşlarının Ürdün’de yaptıkları çalışma, diz ağrısı sorununda klasik egzersiz programlarına haftada 3 gün su içi egzersiz eklendiğinde daha etkin sonuçlar elde edilebildiğini göstermiştir.

Omurilik yaralanmaları, inme, MS gibi sebepler ile denge ve yürüyüş bozuklukları vb. sorunları olanlar, su içerisinde çok daha rahat ve güvenli hareket edebilme olanağına sahip olabilirler. Ayrıca girdikleri su, vücut ısısına yakın bir sıcaklıkta ise anormal kas kasılmalarını çok daha rahat kontrol altına alabilirler. Zhu ve arkadaşlarının inme hastalarında klasik egzersiz programları ile hidroterapi destekli programları kıyasladıkları çalışma, su destekli egzersizin daha etkin olduğunu gösteren çalışmalardan sadece biridir. Zhu ve arkadaşları, inme geçirmiş kişileri 4 hafta boyunca su destekli tedavi etmişler ve sonuçta denge parametrelerinde önemli ölçüde toparlanma tespit etmişlerdir.

2014 yılında Darüşşafaka Rezidansları’nda 65 yaş üstü bireylerle yaptığımız su içi ve su dışı egzersiz programlarını kıyaslayan çalışma, bizlere özellikle belirli bir yaş üstündeki bireylerin su ortamında daha güvenli, keyifli ve efektif egzersiz yapabildiğini göstermiştir.

Tüm bu fiziksel faydalarla birlikte özellikle deniz suyu, bileşenleri açısından kan plazmamıza benzer nitelikte olduğundan dolayı içerisindeki minerallerin emilimi çok kolaydır. Bu mineraller ve amino grubu asitler bağışıklık sistemimizin güçlenmesi açısından da çok faydalıdır.

Literatür, her durumda egzersizin etkin bir yöntem olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur ve özellikle hastalık durumlarında fizyoterapistler eşliğinde yapılması gereken bir terapi yöntemidir. Su içi egzersizler, etkin olmakla birlikte asla vazgeçemeyeceğimiz klasik fizyoterapi programına eklenerek standart programın etkinliğini artıran bir ajan olarak nitelendirilmelidir.

Sonuç olarak, hasta olsun olmasın suya giren herkes onun nimetlerinden faydalanır. Hepimizin yapabileceği basit su içi yürüyüşlerin, su kenarında yapılabilecek bacak kaldırma- kol açma gibi basit egzersizlerin genel ağrılarımıza iyi geleceğini, vücut sistemlerimizi düzenleyeceğini hesaba katarak bol sulu ve özellikle de bol denizli bir yaz geçirmenizi tavsiye ederim.

Merak etmeyin fizyoterapistiniz burada!

Volkan YÜZLÜ, Fizyoterapist (Fizyoterapistinizle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.)

KAYNAKLAR
  1. Akman N, Sürenkök  Ö. Hidroterapi ve Akuatik Rehabilitasyon Ders Kitabı, Ankara, Haberal Eğitim Vakfı, 2006.
  2. Giaquinto S, Ciotola E, Dall’Armi  V, Margutti F. Hydrotherapy after total knee arthroplasty. A follow-up study,  Arch Gerontol Geriatr, 2010.
  3. McNeal R.L. Aquatic therapy for patients with rheumatic disease, Rheum Dis Clin North Am, 1990.
  4. Pabian P, Patel C. Aquatic exercise for treatment of low-back pain: a systematic review of randomized controlled trials, American Journal of Lifestyle Medicine, 2013.
  5. Zhu Z, Cui L, Yin M, Yu Y, Zhou X, Wang H, Yan H. Hydrotherapy vs. conventional land-based exercise for improving walking and balance after stroke: A randomized controlled trial,  Clinical Rehabilitation ,  2015.
  6. Bavlı Ö. Havuz Pliometrik Egzersizleri İle Alan Pliometrik Egzersizlerinin Adolesan Dönem Basketbolcuların Biyomotorik ve Yapısal Özelliklerine Etkisi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi, 2009.

 

 

VOLKAN YÜZLÜ

2007 yılında Dumlupınar Üniversitesi SYO, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden mezun oldum. Yüksek lisans eğitimimi Hacettepe Üniversite Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Protez Ortez ve Biomekani Bölümü’nde tamamladım, Marmara Üniversitesi' nde doktora programına devam etmekteyim. 2007- 2010 yılları arasında Özel İlgi Hastanesi, Ornöram Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Diyarbakır Asker Hastanesi, Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi gibi kurumlarda görev aldım. 2010 yılından itibaren Darüşşafaka Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde hizmet vermekteyim. Ayırca 2007’de başladığım Osteopati eğitimimi tamamlayarak Osteopat olarakta çalışmaktayım.. Manuel Terapi ve Osteopati Günleri Sempozyumu, Bands, Balls and Balance Workshop, Manipulation and Mobilization Therapy of Lumbar,Throcal and Cervical Spine Assessment and Treatment Techniques, Sports Injuries and Rehabilitation Course, Serebral Paralizi Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar gibi çeşitli seminer ve kurs programlarına katılım sağladım.

Geliştirmemiz için katkıda bulunun...

Back To Top